Yeni Eğitim Dönemine Başlarken

Eğitim hayatına dönüş döneminde öğrenciler için en zorlayıcı konulardan biri, tatilden sonra yeniden ders temposuna uyum sağlamaktır. Serbest zamanların, uyku düzeninin ve yemek alışkanlıklarının değiştiği tatil sürecinden sonra derslere uyum sağlamak elbette zaman alabilir. Burada ebeveynlerin göstereceği küçük ama etkili destekler büyük fark yaratır. Çocukların uyku düzenini yeniden yoluna koymalarına yardımcı olmak, ders çalışma ortamını dikkat dağıtıcılardan arındırmak ve günlük rutinlerin yeniden yapılandırılmasına rehberlik etmek süreci kolaylaştırır. Özellikle uyku saatlerinde ebeveynlerin kararlı ve tutarlı davranması, öğrencilerin çok daha hızlı şekilde uyum sağlamalarına yardımcı olur.

Bu dönemde sık karşılaşılan bir başka durum ise teknoloji kullanımıdır. Tatilde uzun saatler telefon, tablet veya bilgisayar başında vakit geçiren öğrenciler, derslerin temposuna döndüklerinde bu alışkanlıklarını azaltmakta zorlanabilirler. Sadece ebeveynin kural koyması ve yasaklaması çoğu zaman çocuk tarafından tepkiyle karşılanır. Bunun yerine aile içinde açıkça konuşarak ortak kurallar belirlemek, süreler üzerinde birlikte anlaşmak ve buna uyulmasını istemek çok daha etkili bir yöntemdir. Böylece sürecin takibi de kolaylaşır ve çocuk kendini baskı altında hissetmeden yeni düzene uyum sağlar.

Akademik açıdan ise öğrencilerin hedeflerini gerçekçi ve ölçülebilir şekilde belirlemeleri oldukça önemlidir. “Daha çok çalışacağım” gibi genel söylemler yerine “Her gün 30 dakika kitap okuyacağım” ya da “Haftada üç gün matematik tekrar yapacağım” gibi somut hedefler koymaları daha faydalı olur. Burada ebeveynlerin görevi, öğrenciyi baskılamak değil, koyduğu hedeflere ulaşma yolunda teşvik edici bir rehber olmaktır. Küçük başarıların görülmesi ve takdir edilmesi, öğrencinin özgüvenini artırır ve motivasyonunu yüksek tutar.

Unutulmamalıdır ki eğitim yalnızca derslerden ibaret değildir. Dengeli bir yaşam, başarıyı destekleyen en önemli unsurdur. Spor, sanat, müzik ya da sosyal etkinlikler öğrencilerin zihinsel ve duygusal gelişimlerine katkı sağlar. Aileler de bu süreçte çocuklarına rol model olabilir; birlikte yürüyüş yapmak, sağlıklı beslenmeye özen göstermek, teknolojiyi bilinçli kullanmak gibi küçük adımlar hem aile bağlarını güçlendirir hem de öğrencilerin alışkanlıklarına olumlu yansır.

Sınava hazırlık süreci yoğun ve zaman zaman stresli olabilir. Bu noktada öğrencilerle kurulan iletişim çok önemlidir. Yargılayıcı, suçlayıcı bir dil yerine, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım benimsemek öğrencilerin yükünü hafifletir. Onlara değer verdiğinizi ifade etmek, yanında olduğunuzu hissettirmek, kaygılarını azaltarak motivasyonlarını artırır.

Çocuklarımızın bu yolculuktaki en büyük gücü, onların yanında olduğunuzu hissetmeleridir. Onlara güveninizi göstermek, emeklerini fark ettiğinizi hissettirmek ve gerektiğinde sabırla yaklaşmak hem akademik başarılarını hem de kişisel gelişimlerini destekler.

Sizler de;

• Çocuğunuzun kendini tanımasına fırsat verebilirsiniz,

• Sorumluluk üstlenmesine destek olabilirsiniz,

• Yapamadıklarına değil, yapabildiklerine odaklanabilirsiniz,

• Geleceğine dair hayallerinde merak uyandırarak araştırmaya yönlendirebilirsiniz,

• Motivasyonunu canlı tutmasına yardımcı olabilirsiniz,

• Derslerini takip etmesi ve istikrarlı olması konusunda teşvik edebilirsiniz.

Ve en önemlisi, yaşı kaç olursa olsun çocuğunuza sevginizi göstermekten çekinmeyin. Sevildiğini bilmek, her zaman güven verir. Bu duygu, arkadaşlık ilişkilerine ve ders başarısına da olumlu yansır. Çocuklarımız, sorun yaşadıklarında bunu paylaşabilecekleri birinin olduğunu bildiklerinde kendilerini yalnız hissetmezler.